benimsin

Ayça

saat kaç hiçbirşey bilmiyordum sadece üşüyordum açtım ve susamıştım . kapı açıldığında babaannemin geldiğini gördüm babaannem " kalk hadi seni böyle görmesinler "

önce soğuk bir duşa girdim sonra Fatma bana kapatıcı sürersen bu izlerin gideceğini söyledi zaten umrumda bile değildi izler belli olsun ister olasın bide kurban edildiğim aileye hazırlanacaktım . babaannem kendi dolabından bana çiçekli bir elbise çıkardı . bende mecbur giydim normalde olsa hayata bana elbise giydirmez en son giydiğimde bana çok ağır ithamlarda bulunmuştu o günden sonra elbise bile giymemiştim . ama şimdi gideceğim aileye iyi güzel gözükmek için beni hazırlıyordu yüzümdeki morarıklıklar bakarak çekmecesinden kapatıcı çıkardı . " al bunu yüzüne sür kapat morlukları rezil etme bizi ." kalbim zaten acıyordu bide benim suçum gibi beni suçluyorlardı babanneme dönüp soğuk bir tavır ile. " neden ben rezil ediyorum bunu siz bana yaptınız ben neden utanayım ki bunu bana siz yaptınız " gözlerimden iki damla yaş aktı zaten kaybedeceğim birşey yoktu ne yapabilirdiki artık onların malı sayılırım babaannemin kaşları çatarak burkulmuş elimi sıkarak bana baktı ." sus be senin o ağızını yırtarım kimle konuştuğunu zannediyorsun sen bu evde hiç bir şeydin . ve bir hiç olarak gideceksin zaten eğer bu dava olmasa bile seni evlendirecektik şimdi mızmızlanma ve şu morlukları" kapat . !! " babaannemin bu elimi sıkması benim canımın yanmasına ve ağlamam neden olmuştu o odadan çıkarak beni kendimle bırakmıştı . hemen elimi ovuşturmaya başladım elim çok acıyordu aynaya baktığımda benim o güzel yüzüm şimdi ne haldeydi dudağım patlak yanağım mosmor du elimdeki kapatıcıyı alarak sürmeye başladım hem acıyla inliyor hem de sürüyordum kapatıcı benim yaramı daha fazla acımasına neden olmuştu çoğu şey gitmişti ama genede azıcık gözüküyordu babaannemin sözüyle ayağa kalkıp evin avlusuna doğru yürüdüm miranın birkaç aile üyesi vardı ama miran yoktu onlar bana ve aileme nefret ve tiksintiyle bakıyordu bende zaten çok mutlu değildim bu durumdan . içlerinden en yaşlı kadın güçlü ve heybetle duruyordu ve söze başladı .

"ben zümrüt çakıroğlu ! miranın babaannesi aynı zamanda öldürdüğünüz adamın anasıyım buraya gelirken kan ağladım . ama kız aldığımız için gelenek görenek diye bir şey var o yüzden burdayız ha sanmayın ki bu iş bura bitti ben yaşadığım sürece bizim kan davalımız olarak kalacaksınız kızı aldıktan sonra artık öyle birini tanımıyorsunuz sizinle aile değiliz . " sonra miranın babaannesi bana bakarak " ha hediye getirmeyi de unutmadık merak etmeyin "

miranın babaannesinin önüne adamları bir sandık koydu . babaannemin gözleri acıldı halamında öyle herhalde altın filan zannediyorlardı .

babaannem " ya ne gerek var- " demesiyle miranın babaannesi sandığı ayağı ile yere savurdu içinden bir gelinlik çıktı gelinliğin üzeri kırmızı renkle kaplıydı ben küçük bir çığlık atarak elimi azığıma götürdüm . bütün ailem şaşırmış bakarken miranın babaannesi bağırarak " bu benim oğlumun kanıdır. öldürdüğünüz adamın kanıdır . bunu sakın unutmayın diye getirdim bu kız kanlı gelindir." gözlerim yerdeki gelinliğe bakarkan kanım donmuştu dediği cümleler benim kafamda yankılanırken ya bu gelinliği bana giydirse o zaman ne olacaktı .başım dönmeye başladı tam o esnada miranın geldiğini gördüm heybetli bir şekilde yürürken gözüm ondaydı tepkisini merak ediyordum tam karşımda durmuş önce bana sora yerdeki gelinliğe bakıyordu o da şaşırmış değildi . babaannesine dönüp . " babaanne ? " babaannesi o na bakıp " hediyem oğlum nasıl buldun " miran adamlara işaret ederek yerdeki gelinliği taşıdı . bir an olsun içim rahatlamıştı .

miran " gidiyoruz hadi " ona doğru yaklaştım kaderime razı gelmiştim tam giderken başımın dönmesi daha fazla artarken bakaçlarım beni taşıyamamıştı tek gördüğüm miranın beni tutması ve abimin yüzüydü

miran

babaannem benden önce evden çıkmıştı bende birkaç işimi haledip onların evine gidecektim .

işlerimi haledip evlerine giriğimde ilk ayça ya bakmıştım ayçanın yüzü solgundu çok beyazdı bu normal miydi dahada da ilerleyince babaannemi ve ayçanın önündeki gelinliği görmüştüm üzerinde kanlar la kaplıydı ayça da bundan koktuğu çok beliydi önümde zıngıl zıngıp titriyordu babaannem gerçekten de sınırları zorlamıştı dün dedikleri aklıma gelmişti hediye diye bundan bahsediyor adamlara gelinliği kaldırması için işaret verdim onlar kaldırırken ayça sanki rahatlamıştı ayçaya bak gemisine emreyim o da hiç itiraz etmeden bene yürüyordu ama yürümesini tamamlamayıp ellerimde bayılmıştı teni çok soğuktu yüzünün rengi atmış girişdi dahada dikkatli ba. " bakınca içleri olduğunu fark ettim o bile anlaşılmıyordu dudaklının kenardı yara bağlamıştı onu bir çırpıda kucağıma aldım dayak yediği beliydi benim onla dokunmak öylemi . eletimin arasında cansız yatarken kimse yanıma yaklaşmıyordu

onu dışarı çıkarıp arabaya yerleştirdim olay ya emanet ettim neticede hemşirelik okuyordu onun yanına bırakıp eve tekrar giriş yaptım . o soysuzun yakasına yapıytım . "KIZIN BU HALİ NE LAN NE YAPTINIZ KIZA " dedim resul " onu ikna etmek gerekti "

" sinirden kafamı o soysuza gömdüm . " lan sen ne biçim adamsın hem kızına bile koruyamıyorsun senin bu dünyadaki amaçın ne lan . arkamı döndüğümde ayçanın abisi olmalıydı murat olmalıydı murat şaşırmış bana bakarken bir ailsine bide bana bakıyordu

" noluyor burda "

babası yerden kalkarak yüzündeki kanı siliyordu bende sinirden kalkarak tekrar yüzüne bir tekme daha vurdum

abisi

" baba sen ne yapıyorsun ayça nerde " murata doğru yürüyerek

" bana bak mutat artık kız kardeşin filan yok baban benim babamı öldürdü normalde ya senin yada babanın canını almam lazım ama sen dua et benim kardeşlerime . berdel aldık bundan sonra AYÇA DİYE BIRI YOK !! anladınızmı .?

kapıdan çıkıp arabaya bindiğimde ayça ilaydanın kolarında baygın yatıyordu adamlara haber verip hep beraber 5 araba birden çalıştı ben ise aynadan ayçayı yokluyordum.

" ilayda hastaneye gitmeye gerke varmı "

ilayda

" yok ağabey biraz dinlenme ile kendine gelir ama yaraları için merhem lazım .

- tamam adamlara haber veririm

eve gittiğimizde önce babaannem indi sonra arabaya açıp ayçayı kucağıma aldım ilayda da arabadan inip hep beraber konğa giriş yaptık adamlarından birine

" iyi bir merhem bulun bana "

" peki ağam "

avluya geçtiğimde odama çıkmak için merdivenlerden çıktım ilayda

" ağabey istersen ayça yı benim odama getir sen de dinlen istersen :

- yok gerek yok ilayda "

onu odama götürüp yatağa yatırıdım

ona uzaktan bakınca çok masum gözüküyordu ama burda ona cehenemi yaşatacakım babamın katili nin kızi olduğu icin ona aciyamazdım hatta benim kim oldugumu bildigi halde bana yanaştı onu odada bırakıp dışarı cıktım.

babaannemin beni kapıda beklediğini gördüm

" hayırdır babaanne bir sorunmu var ."

- o kız bu odadamı kalcak ha "

" nerde kalsın babaanne "

- Bilmiyorum ama bak bana o kıza acıyorum filan deme bana ha! ben o kıza dünyanın kaç bucak olacağını göstereceğim tamamı oğul.

" babaanne ona acımıyorum sadece hasta hasta uğraşma elimizde kalmasın"

normalde hiçbirşekilde bir kıza kadına zarar vermem ama işler bazen değişebiliyor. konağın kapısına çıkacaken ilaydayı gördüm

" ilayda "

- evet ağabey

" ayçaya göz kulak ol babaannem birsey etmesin kıza "

ilayda herşeyi bilmesine rağmen ayça hakkında tek kötü söz soylememişti aksine"tamam ağabey ben göz kulak olurum senin için rahat olsun . "

ilaydanın başından öptüm aslında kan davasındanvazgeçmemin nedeni kardeşlerimdi onların acı yaşamamasıydı babamız öldükten sonra evin babası bendim babam gibi onları kolayıp kovlamak benim görevimdi .

arabayı binince en yakın arkadaşım koray aramıştı. koray bu ara İstanbulda yaşıyordu yenge ile beraber İstanbuldaydı

" kardeşim naber "

- iyi hayırdır hangi dağda kurt öldü .?

" teslimat işi için oraya gelmeyi düşünüyorum bu işi haletmeliyiz yoksa başımız büyük derde girer ."

- iyi ben o zaman önden hazırlıkları yapmaya başlayıyım .

Ayça

gözlerimi açtığımda kendimi hiç bu kadar rahat uyumadığımı fark ettim yataktan doğrulunca etrafıma bakındım nerdeydim ben odayı gözlerimle tarayınca odanın içiğnde 3 kapı olduğunu fark ettim . yatağın olduğu taraf ise siyahlara çevrili golt detaylarla süslenmiş ve tablalorla çevilenmişti oda. yatak ise duvar rengi ile uyuşması için siyah bir takım serilmiş ayağa zar zor kalktım üzerim değişmişti üzerimde çiçekli elbisem yerine bir eşofman ve beyaz tişört vardı odanın ilk kapısını açınca lovaoba vardı bembeyaz bir kalebodur la kapanmıştı . jakuzi ve arttı duş yeri vardı ikili lavabo vardı büyük bir ayna asılmıştı .

ikinci kapıyı açınca oda boyunca uzanmış bir iki tarafta dolapa uzanmıstı dolaplar her tarafında erke kıyafetleri vardı ortadada bir ada vardı açılır kapanır dı içerisi gözüküyordu pahalı saatler kravatlar düğmeler vardı o odasına kapatınca tekrar yatak odasına girdim yatakta oturdum ve bugünü düşündüm en son miran beni götürüyordu ve ben bayıldım ve abim .. abim mi geldi ayağa kalkıp kapıyı açacaken kapıyı açmadan dışarıdan başka biri açtı. uzun boylu benle aynı boyda kumral saçlı kahve gözlü esmer bir kızla karşılaştım kimdi bu diye düşünürken

" kıyafetlerim sana pek yakışmış " dedi tebessüm ederek

Bende üzerime bakıp içimden koca bir oh çektim Allah'tandır miran değiştirmemişti kız devam ederek .

" ben ilayda çakıroğlu miranın kardeşiyim " dedi ve elini uzatı bende tebessümle elini sıktım .demek miranın kardeşiydi bana bu kadar iyi davranmasını beni şaşırmıştı. neticede miran ve ailesi beni sevmiyordu . ama ilayda bana çok yakın davranmıştı.

ilayda devam ederek

" başın nasıl iyimimisin "

-" evet teşekkürler sadece başım biraz ağrıyor o kadar "

" ha evet o normal ayça bir soru sorabilirmiyim."

- tabi

" sen üzerini değiştirince vücudunda yaralar ve morarıklıklar var nasıl oldu çok özel değilse. " ilaydanın bu sorusu beni şaşırtmıştı . ona doğruları söylemeye karar verdim neticede bu benim ayıbım değil di .

" şey babam ve dedemin yüzünden " gözlerimin dolduğunu hissetim dokunsan ağlıyacak kıvamdaydım .

ilayda üzülerek bana baktı ama acıyarak değil üzülerek bu çok önemliydi benim için neticede karşımdaki insanın bana acımasını istemiyordum ama bu evde bu lazım olacak gibi gözüküyordu . sonra

" şey özür dilerim ayça ben yaranı deşmek istemedim " beni yatağa otuturarak.

" merak etme ben varım bundan sonra bu evde seni ezemezler hem abim de var artık bu evin gelinisin " dedi gülerek ilayda bana oburlerin aksine bana çok iyi davrandı oysaki ben onların babasının katilin kızıydım normalde benden nefret etmesinde hatta bana vurması lazımdı ama o benim masum olduğumu anlamış bana iyimserlikle yaklaşmıstı.

ben çekinerek.

" ilayda bana niye bu kadar iyi davranıyorsun ben sen- " ilayda sözümü böldü ben ise gözyaşlarımı tutamayarak

" şii sakın ağlama ayça ben senin masum olduğuna inanıyorum bu senin suçun değil hem sana bile nasıl davranıyorlar hem özel olmasa bile babanın suçu senin suçun değil biri yüzünden diğerleri yanamaz hepsi babanın suçu babamın katili sen değil o hembirde şöyle düşün ben aynı yerinde olsaydım bana bözyle davranmazmıydın bunun tek sorumlusu o adamdır benim babamın katili o sen değilsin !" ilayda bu cümleleri derken onunda gözleri dolmuştu hemen kendini toparlayıp gözlerini ovuşturarak

" merak etme abim de zamanla alışacak yakında senin masum olduğuna inanacak " bana sarıldı bu bana o kadar iyi gelmiştiki

" ben artık gideyim iyi olduğunu gördüm birşey olursa yan odadayım ha birde ....banyo etmek istersen komidinin çekmecesinde havlu ve iç camaşır var istersen banyo yap iyi gelir ."

başımı onaylar sekilde salladım o çıkarken gitmesini istemiyordum . bu odada yalnız kalmak istemiyordum.

çıktığı gibi kendimi yatağa bıraktım belkide dediği gibi benim masum olduğumu günah keçisi olduğuma inanacaksın ama bu yüzden zamana inanacaka umarısın amm o zamana kadar kalbim defalarca parcalamaz"

ilaydanın dediği gibi komidinin cekemcsinden havlu ve çamaşır aldım banyoya gittim. kendimi sıcak suya attım o kadar iyi gelmiştik vücudumdaki morarıkları elimle sivazladım canım çok aciyordu .

gözlerim gene dolmuştu bana bunları ailem yapmıştı onlardan nefret etmem gerekiyordu ama olmuyordu babanem dedem hele babam bu yaşıma kadar sevgi vermeyen babamın canını kurtarmıştım bide üstüne dayak yemiştim.

banyodan çıkınca havluyu kendime sardım . kıyafetlerim yatak odasında kaldığı için bontadon çıkmak zorunda kaldım.

yatak odasına girince miranın yatakta oturur vaziyete olduğunu gördüm beni görünce ayağa kalktı bende üzerimdeki havluyu daha fazla kendime sardım .miran bana yaklaşınca bende geri geriye gittim . o geldikçe ben geriye doğru gittim makyaj aynasına çarptım daha fazla gidecek bir yerim kalmamıştı.

miran ilk defa bu kadar yakindi en son onun kolunu böyle sanmıştım simdi ise bu durumdaydık siz buna kader diyin şans diyin biz gene bir araya gelmiştik. miran bana yaklaşıp yüzümdeki morluk sonrada dudağımdaki kabuk bağlamış yatağa dokundu bana bakıp . o kalın sesiyle

" çok aciyormu "

kafamı hayır anlamında salladım tabi canım çok acıyordu ama bunj ona söylemedim.

miran anlamış olacaktı ki yanağıma hafifi bir baskı uyguladı bende hafif bir acıyla inledim.miran bana bakıp

" yalan söyleme "

miran ñın kokusu beni büyüleyici hangi parfümdu bu merak etmiştim.

miran bana edilince beni gözlerimi kapatım. tam yanimdan eğilip cekemecği açtı içinden krem çıkartı.

bana verip

" al sür iyi gelir " dedi bende kafamı evet anlamında saladım

üzerimden çekilip giderken abimi hatırladım abimi ona sormak aklıma geldi acaba bana kızarmıyor bilmiyorum ma bu şey beni kemirip duruyordu.

kısık bir sesle " miran abimi geldi ."

miran arkasını döndüğü için bana dönüp

" üzerini giyin ayça "

- miran abimi geldi İstanbuldan."

miran

" ayça üzerini giy !"

hiçbir hataket etmediğim için miran sinirlenmisti ve uzerimi yürüdü bana tekrar beni sıkıştırdı

- ayça ben ne diyorsam onu yapsana sen.

ben durmuş hareket edemiyor konuşamıyorum bulunduğum durum beni utandırmaya abime ne olduğunu merak ediyordum . zar zor

" mirna be-"

miran dudağıma baş parmağı ile dokunarak " şii artık o senin aile. değil sen benimsin ayça sen benimsin analdınmı abinde o soysuz babanda artık yok öldü "

***Download NovelToon to enjoy a better reading experience!***